Bipolar Bozukluklar
- drmustafagurcan112
- 31 Tem
- 10 dakikada okunur
Sosyal Fobi, bireyin başkaları tarafından değerlendirilebilecek olduğu toplumsal durumlarda belirgin bir korku veya kaygı duymasıyla karakterize edilen bir anksiyete bozukluğudur. Halk arasında "sosyal anksiyete bozukluğu" olarak da bilinir.

3. Bipolar Bozukluk
Bipolar bozukluk, eski adıyla manik-depresif hastalık olarak bilinen, kişinin duygu durumunun manik (coşkunluk veya taşkınlık) ve depresif (çökkünlük) dönemler arasında değişkenlik gösterdiği, iki uçlu bir ruhsal bozukluktur.[26] Bu dönemler aralıklı olarak yatışıp tekrar alevlenebilir ve hastalığa ait dönemlerin birbirini takip etmesi tanı için önemli bir kriterdir.[26]
3.1. Bipolar I Bozukluk
Bipolar I Bozukluk, en şiddetli bipolar bozukluk türü olarak kabul edilir ve temel özelliği en az bir manik dönem geçirmiş olmaktır.[27, 28, 29]
DSM-5 Tanı Kriterleri
Bipolar I Bozukluk tanısı için, en az bir manik dönem geçirmiş olmak gereklidir.[26, 27, 29, 30] Manik dönem, hipomanik veya majör depresif dönemlerle öncesinde veya sonrasında görülebilir.[30]
Tablo 3.1: Manik Dönem DSM-5 Tanı Kriterleri
Belirtileri ve Klinik Görünüm
Manik dönemde birey aşırı neşeli, coşkulu veya "dünyanın zirvesinde" hissedebilir; bazen de aşırı öfkeli olabilir.[26, 27, 29] Enerji düzeyi ve motor aktivitede belirgin artış gözlenir; uyku ihtiyacı azalır, hatta uyku gerekliliğini inkar edebilir.[26, 29, 30] Hızlı konuşma, düşüncelerin hızla akması (fikir uçuşmaları), dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon eksikliği yaygındır.[26, 27, 29, 30] Kendine güvende aşırı artış, uygunsuz davranışlar, çok para harcama eğilimi ve riskli kararlar alma görülebilir.[26, 27, 29, 30] Fiziksel ve zihinsel verimlilik yüksek hissedilse de, kişinin tüm sosyal uyumu genellikle bozulmuştur.[27, 29] Ağır durumlarda halüsinasyon ve hezeyan gibi psikotik belirtiler de görülebilir.[29, 31, 32]
Manik dönemdeki bireyler genellikle kendilerini son derece verimli, aktif ve iyi hissettikleri için [26, 29], hasta olduklarını fark etmeyebilir veya tedaviyi reddetme eğilimi gösterebilirler.[26, 29] Bu durum, tanı ve tedaviye ulaşımı geciktirerek hastalığın seyrini kötü etkileyebilir. Bu içgörü eksikliği, hastalığın doğasından kaynaklanan önemli bir zorluktur. Bu nedenle, manik dönem belirtilerini sadece "aşırı enerji" veya "mutluluk" olarak değil, aynı zamanda "yargılama kapasitesinde azalma" ve "riskli davranışlar" gibi potansiyel tehlikelerle birlikte ele almak önemlidir. Aile üyelerinin ve yakın çevrenin bu belirtileri tanıma ve profesyonel yardım arayışında destek olma rolü vurgulanmalıdır.
Manik dönem öncesinde veya sonrasında depresif dönemler de görülebilir. Bu dönemlerde enerji azalması, uyku ihtiyacında artış, özgüven kaybı, değersizlik hissi, karamsarlık, umutsuzluk, eskiden keyif alınan etkinliklerden zevk alamama, iştah değişiklikleri, açıklanamayan fiziksel ağrılar, ölüm ve intihar düşünceleri görülebilir.[26, 29] Bipolar bozukluk belirtileri mevsimsellik gösterebilir; ilkbahar ve yaz aylarında manik dönemler, kış aylarında depresif dönemler daha sık görülür.[26] Özellikle ilkbahardan yaz aylarına geçiş dönemi, hastalığın alevlenmesi açısından en riskli dönem olarak kabul edilir ve manik bulgular artış gösterebilir.[26]
Bipolar bozukluk kronik seyirli bir hastalıktır ve atak dönemleri arasında yatışıp tekrar alevlenebilir.[26] Tedavi edilmezse işlevselliği ciddi şekilde bozabilir ve intihar riskini artırabilir.[26] Bu, hastalığın tek seferlik bir tedaviyle ortadan kalkmadığını, aksine sürekli kontrol ve izlem gerektiren yaşam boyu bir yönetim süreci olduğunu göstermektedir. Bu durum, bireylere ve ailelerine hastalığın kronik doğasını ve tedavinin sürekliliğinin önemini anlatmalıdır. Tedavinin sadece akut atakları kontrol etmekle kalmayıp, yaşam kalitesini artırma ve nüksleri önleme hedefini de taşıdığı vurgulanmalıdır. Bipolar bozukluk yaşayan bireylerin atak arası dönemlerde gayet normal olabildikleri, çalışabildikleri ve okuyabildikleri de belirtilmiştir.[33]
3.2. Bipolar II Bozukluk
Bipolar II Bozukluk, Bipolar I'e göre daha hafif manik dönemler (hipomani) ve en az bir majör depresif dönemle karakterize edilen bir bipolar bozukluk türüdür. Bipolar I'den temel farkı, tam manik dönemlerin görülmemesidir.
DSM-5 Tanı Kriterleri
Bipolar II Bozukluk tanısı için, en az bir hipomanik dönem ve en az bir majör depresif dönem geçirilmiş olması gereklidir.[30] Bipolar I Bozukluktan farklı olarak, hiçbir zaman tam bir manik dönem yaşanmamış olmalıdır.[30]
Tablo 3.2: Hipomanik Dönem DSM-5 Tanı Kriterleri
Belirtileri ve Klinik Görünüm
Bipolar II Bozukluk, daha hafif manik dönemler olan hipomani ve en az bir majör depresif dönemle karakterizedir.[27, 28, 29, 30] Hipomani, maniye göre daha hafif bir formdur; belirtiler manide olduğu kadar kişinin hayatını etkilemeyebilir ve genellikle kişinin okul, iş ve sosyal çevresiyle bağlarını bozmayacak derecede görülür.[27, 29] Ancak yine de artan enerji, azalmış uyku ihtiyacı, hızlı konuşma, dikkat dağınıklığı ve artan özgüven gibi belirtiler mevcuttur.[27, 29, 30] Hipomani döneminde üretkenlik artabilir.[29] Depresif dönemler ise Bipolar I'deki depresif dönemlere benzer şiddette ve sürede olabilir.[26, 29] Bu dönemlerde çökkün duygudurum, enerji kaybı, uyku ve iştah problemleri, değersizlik ve intihar düşünceleri görülebilir.[29]
Bipolar II Bozuklukta tam manik atak görülmediği için [30], bireyler genellikle sadece depresif dönem belirtileriyle başvurur ve yanlışlıkla majör depresif bozukluk tanısı alabilirler.[34] Antidepresan monoterapi, bipolar I depresyonunda önerilmez ve bipolar II depresyonunda belirsizdir.[30] Bu yanlış tanı ve tedavi, hastalığın seyrini olumsuz etkileyebilir. Bu durum, tekrarlayan depresif epizotları olan bireylerde hipomanik dönemlerin varlığının sorgulanmasının önemini vurgular. Hafif enerji artışları, azalmış uyku ihtiyacı gibi belirtilerin fark edilmesi, doğru tanıya ulaşmada kritik rol oynar. Bu, özellikle psikiyatristlerin detaylı öykü almasının ve ayırıcı tanının önemini vurgulamaktadır.
3.3. Siklotimik Bozukluk
Siklotimik Bozukluk, bipolar bozukluğun daha hafif bir türü olup, hipomani ve hafif depresif belirtiler arasında sürekli geçişlerin yaşandığı kronik bir duygudurum dalgalanmasıyla karakterizedir.
DSM-5 Tanı Kriterleri
Siklotimik Bozukluk tanısı için, en az iki yıl boyunca (çocuk ve ergenlerde bir yıl), çok sayıda hipomanik belirti dönemi ve çok sayıda depresif belirti dönemi bulunmalıdır.[35] Bu süre zarfında, duygudurum belirtilerinin görülmediği 2 aydan daha uzun bir dönem olmamalıdır.[35]
Tablo 3.3: Siklotimik Bozukluk DSM-5 Tanı Kriterleri
Belirtileri ve Klinik Görünüm
Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif depresif belirtiler arasında sürekli geçişlerin yaşandığı, bipolar bozukluğun daha hafif bir türüdür.[28, 29, 35] Duygudurum dalgalanmaları daha hafif olsa da kronik ve dalgalı bir seyir izler.[29, 35] Hipomani belirtileri arasında artan enerji, azalmış uyku ihtiyacı, hızlı konuşma, dikkat dağınıklığı ve artan öz saygı yer alır.[35] Riskli olabilecek faaliyetlere katılma isteği doğabilir.[35] Depresif semptomlar ise majör depresyonun semptomlarından daha hafiftir ve öz değerde düşüş, sosyal izolasyon, iştah/uyku değişiklikleri, yorgunluk ve konsantrasyon güçlüğü içerebilir.[35] Bu durum, kişinin sosyal ve mesleki işlevselliğinde belirgin sıkıntıya veya bozulmaya neden olabilir.[29, 35]
Siklotimi, semptomları daha hafif olmasına rağmen, en az iki yıl süren kronik bir seyir izler.[35] Ayrıca, bipolar I veya II bozukluğun gelişimi için bir risk faktörü olarak kabul edilir.[29, 35] Bu, siklotiminin sadece hafif bir durum olmadığı, aksine uzun vadeli takip ve yönetim gerektiren bir durum olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, siklotiminin sadece "ruh hali dalgalanmaları" olarak geçiştirilmemesi, aksine daha ciddi duygudurum bozukluklarına dönüşme potansiyeli taşıyan bir durum olduğu vurgulanmalıdır. Erken müdahale ve yaşam tarzı değişikliklerinin önemi belirtilmelidir.
Risk faktörleri arasında ailede bipolar bozukluk veya diğer duygudurum bozuklukları öyküsü, beyin kimyasallarındaki dengesizlikler, travmalar, stresli olaylar ve aşırı hassas kişilik özellikleri bulunmaktadır.[35] Stres, siklotiminin semptomlarını tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.[35]
3.4. Madde/İlaç Kaynaklı Bipolar ve İlişkili Bozukluk
Bu bozukluk, belirli bir madde veya ilacın fizyolojik etkileri sonucunda ortaya çıkan manik, hipomanik veya depresif belirtilerle karakterize edilir.
DSM-5 Tanı Kriterleri
Madde/İlaç Kaynaklı Bipolar ve İlişkili Bozukluk tanısı, bir maddenin (örn. alkol, yasa dışı uyuşturucular, reçeteli ilaçlar) kullanımı veya yoksunluğu sırasında ortaya çıkan ve klinik tabloya hakim olan belirgin ve kalıcı bir duygudurum bozukluğu ile konur.[36, 37] Bu duygudurum bozukluğu, yükselmiş, genişlemiş veya irritabl duygudurum ile birlikte veya depresif duygudurum veya tüm aktivitelere belirgin ilgi veya zevk kaybı ile karakterizedir.[36, 37]
Tablo 3.4: Madde/İlaç Kaynaklı Bipolar ve İlişkili Bozukluk DSM-5 Tanı Kriterleri
Belirtileri ve Klinik Görünüm
Bu bozuklukta, madde veya ilaç kullanımı sonucunda manik, hipomanik veya depresif belirtiler ortaya çıkar.[36, 37] Örneğin, uyarıcı madde kullanımı (amfetamin, kokain) manik belirtilere yol açabilirken, alkol yoksunluğu depresif veya irritabl duyguduruma neden olabilir.[37, 38] Belirtiler, maddenin dozuna, kullanım süresine ve bireyin fizyolojik tepkisine göre değişiklik gösterebilir.[39] Kortikosteroidler ve bazı immünosüpresan ilaçlar da hipomani/maniye neden olabilir.[37]
Uyarıcı kaynaklı manide belirtiler genellikle alımdan dakikalar ila bir saat içinde ortaya çıkar, epizotlar kısa sürer ve genellikle 48 saat içinde düzelir.[37] İlaç kaynaklı hipomani/mani ise genellikle alımdan birkaç gün sonra başlar ve daha yüksek dozlarda daha olasıdır.[37] Bu tanı kategorisi, madde ve ilaçların sadece bağımlılığa yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda doğrudan bipolar benzeri duygudurum bozukluklarına neden olabileceğini vurgular.[36, 37] Bu durum, semptomların altında yatan birincil bir ruhsal bozukluk yerine, kimyasal bir etkiye bağlı olabileceği anlamına gelir. Bu nedenle, psikiyatrik belirtiler yaşayan kişilerin, kullandıkları tüm maddeleri ve ilaçları sağlık profesyonelleriyle paylaşmaları gerektiği mesajı önemlidir. Bu, ayırıcı tanıda ve doğru tedavi planlamasında kritik öneme sahiptir.
3.5. Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Bipolar ve İlişkili Bozukluk
Bu bozukluk, altta yatan bir tıbbi durumun doğrudan fizyolojik etkileri sonucunda ortaya çıkan manik, hipomanik veya depresif belirtilerle karakterize edilir.
DSM-5 Tanı Kriterleri
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Bipolar ve İlişkili Bozukluk tanısı, klinik tabloya hakim olan, belirgin ve kalıcı bir duygudurum bozukluğu ile konur.[40] Bu duygudurum bozukluğu, mani ile tutarlı yükselmiş veya irritabl duygudurum ile artmış etkinlik veya enerji ile karakterizedir.[40]
Tablo 3.5: Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Bipolar ve İlişkili Bozukluk DSM-5 Tanı Kriterleri
Belirtileri ve Klinik Görünüm
Bu bozuklukta, altta yatan bir tıbbi durum (örn. Cushing sendromu, multipl skleroz (MS), travmatik beyin hasarı (TBI)) manik veya hipomanik belirtilere yol açar.[40] Belirtiler, yoğun öfori, aşırı mutluluk veya heyecan, "kablolu" hissetme, azalmış uyku isteği, aşırı enerji, olağandışı konuşkanlık, artan ajitasyon veya irritabilite, dürtüsel ve riskli davranışlar içerebilir.[40]
Örneğin, Cushing sendromu, vücudun aşırı kortizol üretmesiyle ortaya çıkar ve yuvarlak yüz, kilo alımı, ince kol ve bacaklar, kolay morarma, kas zayıflığı, boyun tabanında yağ birikintileri gibi belirtilerle birlikte bipolar benzeri semptomlara neden olabilir.[40] Multipl Skleroz (MS) hastalarının yarısından fazlası duygusal veya duygudurum bozukluğu yaşar; %13'ünde bipolar bozukluk gelişme riski vardır. MS ile ilişkili belirtiler arasında bulanık görme, göz ağrısı, kol ve bacaklarda zayıflık, uyuşma/karıncalanma, kas sertliği, baş dönmesi, fiziksel/zihinsel yorgunluk, ruh hali değişiklikleri ve konsantrasyon sorunları yer alabilir.[40] Travmatik beyin hasarları (TBH) sonrası da bipolar benzeri duygudurum değişiklikleri görülebilir.
Bu tanı kategorisi, psikiyatrik semptomların her zaman birincil bir ruhsal bozukluktan kaynaklanmadığını, bazen altta yatan bir fiziksel sağlık durumunun doğrudan bir sonucu olabileceğini göstermektedir.[40] Bu durum, psikiyatrik değerlendirmede kapsamlı bir tıbbi öykü ve fiziksel muayenenin önemini vurgular. Halkın, ruhsal belirtilerin sadece "zihinsel" olmadığını, aynı zamanda bedensel sağlık sorunlarının bir yansıması olabileceğini anlaması önemlidir. Bu, bireylerin psikiyatrik semptomlar yaşadıklarında genel sağlık kontrollerini de ihmal etmemeleri gerektiği mesajını verir.



Yorumlar